ZAMANIN HARİTASI

Hayat, her yıl yeni renkler ekleyen büyük bir tablo gibi… Bazen fırçayı aceleyle savuruyoruz, bazen ince ince işliyoruz ama sonunda resim, bütün gölgeleriyle ve ışıklarıyla bize ait oluyor.

Geride kalan günler, aslında yalnızca takvim yaprakları değil; kalbimizin defterine düşen izlerdir. Her yıl insanın ruhuna bir şey katar: bazen sabrı, bazen cesareti, bazen kaybın ardından gelen dayanıklılığı. Eksikleriyle, artılarıyla, doğru ve yanlışlarıyla, bütün bu izler yaşamımıza bir anlam katar.

Ben hayatta şunu gördüm: Mutluluk, aslında sandığımız kadar uzak değil! Onu büyük zaferlerde değil, küçük ayrıntılarda bulacağımızı bilmek gerek sadece. Sabahın ilk ışığında, yüzümüze değen rüzgârda, bir çocuğun gülüşünde, dostlarla paylaşılan bir sofrada, bir insanın gözlerindeki parıltıda… Mutluluk çoğu zaman hayatın kenarına serpilmiş küçük ayrıntılarda gizlidir. Fark etmeyi bilen için, dünya mucizelerle doludur.

Asıl mucize içimizde taşıdığımız sevgide gizlidir. İnsan, sevebildiği kadar insandır diyor ya şair; sevmek, yalnızca insana duyulan bir duygu değil; toprağa, göğe, hayvanlara, evrene, zamana duyulan bir bağlılıktır. Sevebilmek, bazen bir çiçeğin sabrını, bazen bir nehrin akışını, bazen de bir kalbin kırılganlığını kucaklayabilmektir. Ve insan, yüreğinde taşıdığı sevgi kadar insandır.

Peki ya sevginin asıl kaynağı? Ben gördüm ki sevginin asıl kaynağı ailedir. Varlığı bize en büyük armağan olan… Çünkü hayatın bütün yükleri arasında en güvenli limandır aile. İnsanın sevdikleriyle yan yana durabilmesidir. Bir sofranın etrafında paylaşılan ekmek, bir çocuğun güven dolu bakışı, bir eşin sessizce omzunuza bıraktığı huzurdur… İşte bütün bu ayrıntılar, var olmanın en büyük zenginliğidir. Dünya ne kadar karmaşık olursa olsun, aileyle var olmak, hayata tutunmanın en sahici en samimi en içten yoludur. Ve var olmanın en güzel yanı, sevdiklerimizle var olabilmektir.

Zamanla anladım ki: Hayatın gerçek öğretmeni sabırdır. Sabır, beklemek değil; beklerken kök salabilmektir. Çünkü bazı çiçekler ancak kendi mevsiminde açar bazı hayaller ancak vaktinde gerçekleşir. Sabırla yürüyen, hayatın meyvesini en tatlı hâliyle tadar.

Ama yıllar bana yalnızca bireysel değil, insana dair büyük hakikatleri de öğretti.

Savaşların gölgesi altındaki acıları gördüm. İnsanlığın kendi elleriyle yarattığı yıkımların nasıl hayatları söndürdüğünü fark ettim. Ve barışın, aslında insanın birbirine verebileceği en büyük hediye olduğunu anladım. Çünkü barış, yalnızca silahların susması değil; gönüllerin de birbirine açılmasıdır.

Farklı kültürler, farklı inançlar, farklı bakışlar gördüm. Önceleri garip gelen şeyler, sonradan hayatın ne kadar renkli olduğunu gösterdi. Anladım ki, dünya tek renkten ibaret olsaydı ne kadar yoksul olurdu. İnsan, kendinden farklı olana saygı duydukça genişliyor. Çünkü saygı, barışın en sağlam köprüsüdür.

Bencillik insanı küçültür, paylaşmak büyütür. İnsan, “ben” dediği yerde daralır; “biz” diyebildiği yerde genişler. Başkalarının mutluluğuna dokunabilmek, kendi ruhunu da çoğaltır. Sadece kendi menfaatini gözeten bir kalp, kendi dar duvarlarının içinde hapsolur. Elindekini sunmak, başkasının yüzünde sevinç görmek, ruhu büyütür. İnsan, “ben” demeyi bırakıp “biz” diyebildiğinde, varlığının gerçek anlamını bulur.

Dünyaya farklı pencerelerden bakabilmeyi başarabiliyorsak zenginiz demektir. Zira
bir manzaraya yalnızca kendi gözlerimizden değil, başkasının gözlerinden de bakabiliyorsak; kendi hikâyemizi, başkasının hikâyesiyle buluşturabiliyorsak; işte bu, insanı olgunlaştıran en değerli yolculuktur.

Ve bütün bunların sonunda anladım ki: Hayat bir harita. Yol, bu haritada bazen düz, bazen kıvrımlı, bazen sisli bazen açık… Ama yolun güzelliği, varacağımız yerde değil; yürürken gördüklerimizde saklıdır. Her adımda gördüklerimiz ve yaşadıklarımız ya içimizi açar ya da daha da sıkar.

Yeni bir yaşın başında bugün bir kez daha görüyorum ki: Hayat, yalnızca yaşamak değil; fark etmek, sevmek, paylaşmak ve şükretmektir. Eksikleriyle, artılarıyla, gölgeleri ve ışıklarıyla kabul edebildiğimizde, hayat bize kendi felsefesini kendi felsefemize katarak yeni umutlar armağan eder.

Ve ben biliyorum ki, insan aslında her gün yeniden yeni düşüncelerle yeniden doğar. Bazen bir bakışta, bazen bir sözde, bazen bir tebessümde…

Hayatın sırrı, işte o yeniden doğuşları fark edebilmekte gizli.  Nice yeni doğuşlara!

2 Yorum

  1. Dünyamızda iyiliklerin güzelliklerin, kötüler tarafından azaltıldığı bir zaman diliminde insan ve dünyasını güzel bir Türkçeyle, ifade ve anlam zenginliğiyle sunan bu muhteşem metin ruhumuza, yüreğimize yücelik kattı. Çok teşekkür ederim.
    İyi ki doğdun ve iyi ki varsın. Nice güzel doğum günlerine sevgiyle, güzel ailen ve dostlarınızla ulaşman dileklerimizle.
    Selamlar sevgiler 🤲💐

    • Hümeyra KAYA

      Nazik sözleriniz, beğeniniz, doğum günü kutlamanız için içten teşekkür ediyorum. İyi ki sizler de varsınız. Saygı ve sevgilerimle…

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir