100 GÜNDE 61 KADIN…

“Her kadın cinayeti hayatta kalan kadınlar için bir gözdağı değilse nedir?” (2008)

Sığınma evinde kalan bir kadının bu sözü gerçekten düşündürücü. Ataerkil bir toplumda, yetişmekte olan kız çocuğunu sindiren, eşi ikinci plana iten toplumsal bir düzende işlenen her kadın cinayetinin diğer kadınların bilinçaltındaki izdüşümü gibi olduğunu vurgulayan çarpıcı bir ifade.

Türkiye’de hayat, kadınlar için gerçekten de çok zor. Sosyal hayatta var olmaya çalışan kadınların işi öyle dışarıdan göründüğü kadar kolay değil. İş dünyasında, bilimde, siyasette, sanatta yer bulmakta zorlanan kadınlara sadece cinsel bir obje olarak bakan erkeklerin çokluğu düşünüldüğünde bunu anlamak hiç de zor değil.

Kadına şiddetle mücadele edilirmiş gibi görünse de yapılan ya da yapılmaya çalışılan şeylerin yetersizliği karşısında şiddet ne yazık ülkemizde tavan yapmış durumda. Yılın ilk 100 gününde 61 kadının şiddet sonucu yaşamını yitirmesi bunun en belirgin kanıtıdır. Sadece Nisan ayının ilk 11 gününde şiddet sonucu 11 kadının yaşamını yitirmesi ne kadar ürkütücü ve bir o kadar da düşündürücü bir rakam. Belki bu rakamları yazmak durumun vahametini dile getirmek için yeterli bir ölçüt değil zira rakamlar olayları sadece istatistiki birer veri haline getirirken, olayı da sanki sıradanlaştırıp normal bir şeymiş görünümüne büründürüyor. Ama rakamları söylemeden geçmek de bende işin ciddiyetini anlamak hususunda yetersiz kalınıyormuş hissini uyandırıyor.

Hiç kimse ülkemizdeki kadın erkek eşitliğinden bahsetmesin lütfen. Kadınların bu kadar baskı gördüğü, şiddete maruz kaldığı, her gün bir kadın cinayetinden bahsedildiği bir ülkede gerçekten de kadın olmak çok zor.

Geleneksel aile yapımızda erkek çocukların aktif ve saldırgan olmaları desteklenirken, kız çocuklarının pasif olmaları ve itaat etmeleri istenmektedir. Bu anlayış içinde büyüyen kız çocukları evlenince de yaşadığı eş şiddetine karşı kendini savunamamakta, katlanmak zorunda kalmakta ve bunun da olması gereken normal bir davranış olduğunu zannetmektedir.

Son yıllarda kadınlarımızın bilinçlenip, fikirlerini daha çok söylemeleri belki de onları daha fazla şiddete maruz kalmak zorunda bırakıyor. Zira uzun yıllardır susan, kaderine boyun eğen Türk kadını uyandı ve artık düşünmeye, konuşmaya ve direnmeye başladı. Bu yüzden kadına uygulanan şiddet de arttı zannımca.

Bugün kız çocuklarının eğitimlerine gereken özeni göstermeyen, okuma yazmadan öte gitmeyen, eğitimli olmayı onlara layık görmeyen bağnaz zihniyetlerin korkusu, aslında eğitimli kadınlardan korktukları içindir.

Aile içi şiddetin eğitimle doğrudan bağlantısı olduğu “Aile İçi Şiddete Bakış Açısı” konulu 33 soruluk bir anketle bir üniversitenin 2 bölümünde araştırılmış ve bazı sonuçlara ulaşılmıştır.

Araştırmada, öğrencilerin devam ettikleri fakülte türü ve cinsiyetlerine göre aile içi kadına yönelik şiddetin sebepleri sorgulandığında çok farklı cevaplar dikkat çekmiştir. Ancak bu anketin uygulandığı öğrenci grupları arasında benim dikkatimi çeken cevaplardan biri; aile içi şiddetin kimseye söylenmemesi gerektiği konusunda erkek öğrencilerin daha olumlu yaklaşması hususu. Yani kadın uğradığı şiddeti kimseye söylemeyip çekmeye devam etsin gibi bir sonuç… Belki de sonu cinayete kadar gidebilecek bir sürecin örtbas edilmesi beklentisi…  Genç nesilde böyle bir cevap, hem de üniversitede okuyan geleceğin aydın kuşağı olacak kişilerarasında olması çok kaygı verici. Beklerdim ki erkek öğrenciler de; hiç kimse şiddete maruz kalmamalı ve kaldığı takdirde hakkını aramak için ne gerekiyorsa yapmalı, diyebilsin.

Demek ki yetiştirdiğimiz çocuklarda da büyük bir sorun var… Daha hala düşüncede de aydınlanamamış, çağdışı kalmışız. Evet, aile içi şiddet olmamalı demişler ama ardından şiddetin saklı tutulmasını onaylamaları, sosyal ve psikolojik açıdan hala sağlıklı düşünen bir nesil yetiştirememekte olduğumuzu ortaya koymaktadır bana göre…

Bu demektir ki kadına karşı şiddet hususunda önümüzde kat edilmesi gereken çooook fazla mesafe var. “Her işin başı eğitim.” diyorum ama aslında her işin başı sağlıklı, mantıklı bir eğitim demeliyim sanırım yoksa 100 günde 61 yerine 161 kadın başlığı atmak zorunda kalacağız maazallah…

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir