364 + BİR GÜN(Dünya Kadınlar Günü)

Çok önemli konuların bir güne sıkıştırılmasından hoşlanmam aslında. Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, adettendir “Kutlu olsun!…”

Bunu söylerken, sizi bilmem ama ben neyi kutladığımızı düşünmekten kendimi alamıyorum.!… Sonra neyi kutladığımızı anımsıyorum tarihe yaptığım buruk bir yolculukla…

Takvimler 8 Mart 1857 tarihini gösterirken Amerika Birleşik Devletleri’nin New York şehrinde yaklaşık 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları isteğiyle bir tekstil fabrikasında greve başlıyor. Bu esnada polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesinin ardından çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi orada can veriyor.

26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi liderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day – Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getiriyor ve bu teklif oybirliğiyle kabul ediliyor.

Bu hazin hikayenin belgelendiği bu günü, birçoğumuz  neden kutlandığını bilmeden hediyeler, çiçekler eşliğinde kutlarken; aslında belki de anma niteliği taşıyabileceğini hiç düşünmüyor anın tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Oysa;

  • Kadın cinayet kurbanlarının yüzde 70’i eşleri ya da sevgilileri tarafından öldürülürken,
  • Dünyada her 3 kadından 1’i hayatının bir döneminde şiddete maruz kalırken,
  • Her 5 kadından 1’i hayatının bir döneminde tecavüz veya tecavüz girişimi kurbanı olurken.
  • ABD’de her 90 saniyede 1 kadın tecavüze uğrarken, Irak’ta nisan 2003’ten bu yana savaş sırasında ve sonrasında, en az 400 kadının tecavüze uğradığı İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporlarında yer alırken
  • Dünyada 54 ülkede kadınlara yönelik ayrımcı yasalar bulunurken,
  • Siyasette ve iş dünyasında da kadınların oranı gelişmiş ülkelerde bile oldukça düşükken,
  • Dünya’daki arazilerin sadece %1’i kadınlara aitken,
  • Okuma-yazma bilmeyen ve eğitim hakkından mahrum 1 milyardan fazla yetişkinin 2/3’ü kadınken,
  • OECD ülkelerindeki bilimsel ve teknik alanlardaki üniversite mezunlarının ancak %30’u kadınken,
  • Gazetecilerin 1/3’ü kadın olmasına rağmen, bölüm şefi, editör ya da patronların sadece %1’i kadınken,
  • Yeni üniversiteyi bitirmiş kadınlar, erkeklerden %20 daha az para kazanıyor. Bu fark 10 yıl içerisinde %31’e yükselirken,

Nasıl bir kutlama yapılabiliyor?.. Merak ediyorum, bir gün, sadece bir günde ne değişiyor kadınların hayatında? Bence ne bir şey ekleniyor, ne de bir şey eksiliyor hayatlarımızdan. Hayat, olduğu gibi akmaya devam ediyor. Yukarıda saydığım ya da sayamadığım birçok konuya pozitif bir dikkat çekme amacıyla çabalar harcanıyor belki.  Ama bu kadar sorunu, 364 gün göz ardı edip bir günde bir şeyler yapmaya uğraşmak ve üstelik böyle acı bir olayın yaşandığı günde kutlama yapmak ne kadar doğru?

Ben, evinde-işinde yedi gün yirmi dört saat çalışan başta anneler olmak üzere, tüm kadınların 365 gününü de kutluyor, hayatta olan olmayan tüm kadınları sevgi ve saygıyla anıyorum.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir