ATEŞTEN GÖMLEK

Kilim Gazetesi- Baden-Württemberg-Nisan

Zor günlerden geçiyoruz. Dünya, ateşten bir gömlek giydi ve yangın gittikçe büyüyor. 21. yy ’da inanılmaz teknolojik gelişmelere yelken açan mavi gezegen, bugün gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüsün önünde diz çöktü, boyun büktü. Hatta çağlar öncesinde, insanlar salgından nasıl korunuyorsa, evlerine kapanarak aynı primitif yöntemin gölgesine sığındı.

İnanılmaz değil mi? Uzaya araç gönderip yeni yerleşim yerleri arayan, oradan yeryüzüne bakıp neredeyse yerde yürüyen karıncayı, fezanın en derininden görebilen, ölümcül silahlarıyla birbirine meydan okuyan insanoğlu tüm bu marifetlerinin arasında bugün, bir virüse teslim oldu. Dilerim en kısa zamanda yaşlı dünyamızda sürdürdüğümüz bu mücadeleden zaferle çıkan yine biz insanlar olalım.

Ama başarıya giden yol her zaman dikenli olmuştur. Ağır mücadeleler, güçlü ve akılcı bir tavır ve sorumluluk gerektirmiştir. İnanıyorum ki bu sorun, yolun sonunda bilginin kılavuzluğundaki bilimle yürüyen insanlar sayesinde aydınlanacak.

Evet, yüzümüzü bilginin ışığına döndük, dilimizde dua; aklımızın yanına ruhumuzu koyduk ve evlerimizde bu karanlık günlerin geçmesini bekliyoruz. Evdeyiz ama bu bir tatil değil. Evdeyiz, çünkü hem kendi sağlığımızı hem de etrafımızdaki insanların sağlığını korumak zorundayız. Evdeyiz, çünkü şu an için en doğru ve güvenli olan bu.

Çocuklarımız da bizimle birlikte evde. Okullar eğitime ara verdi. Zaman, yan gelip yatma, günleri boşu boşuna harcama zamanı değil. Çünkü hangi çağda olursak olalım var olan bilginin enginliğinde, bizim bildiklerimiz, okyanusta yalnızca bir damla. Onca çok bilen insan var ama hâlâ hayatta kalmak için başka bilgiler peşindeyiz, arıyoruz. Çünkü ihtiyacımız var. Çünkü bildiklerimiz hiçbir zaman yeterli olmuyor. Demek ki herkesin her şeyi bilmesi mümkün değil. Demek ki herkes hâlâ yeni yeni şeyler öğrenmek zorunda. Çünkü insan beyni, henüz her şeyi anlayıp çözümleyebilmiş değil!

İşte tam da bu sebeplerden çocuklarımıza iyi örnek olup eğitimin ve öğretimin neden önemli olduğunu onlara kavratmak zorundayız. Neden okulların aslında tatil edilmediğini, sadece eğitime ara verildiğini ama buna karşın evde eğitimlerini sürdürmek zorunda olduklarını anlatmak durumundayız. Cehaletin karanlığının nasıl bir dipsiz kuyu olduğunu, bu karanlıkta kaybolmamak için çalışıp öğrenmek zorunda olduklarını açıklamak zorundayız. Gerekiyorsa evde öğretmenleri olup yol göstermek zorundayız. Bunu, bizler de boş kaldığımızda okuyarak, araştırarak vakit geçirmek suretiyle örnek olarak göstermeliyiz. Bilginin aydınlığına erişmenin, eğitimli insanlar sayesinde olacağını, tüm kötülüklerin, hastalıkların, zorlukların bilgiyle aydınlanacağını ve bu alışkanlığı küçük yaşlarda edinmeleri gerektiğini…

Evet, dünya kurulduğundan beri çok yol kat edildi ama hâlâ kat edilecek çok yol var. Ve bu yol bugünün çocukları olan yarının büyüklerinin önüne serilmiş bekliyor. Lütfen, Corona virüs tehdidi altındaki bu zor günleri, bugünün küçükleri, yarının büyükleri çocuklarımıza ve kendimize faydalı hale getirelim.

Bu vesileyle satırlarımı, TBMM’nin 100. yaşını büyük bir iştiyakla kutladığımız bu zor günlerde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını, ülkemizin geleceği çocuklarımızı unutmayarak onların minicik kalplerine böyle kocaman bir hediyeyi bahşeden, ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm silah arkadaşlarını saygı, minnet, dua ve rahmetle yâd ederek sonlandırıyorum.

Daha sağlıklı, aydınlık günlerde buluşabilmek dileğiyle hem içindeki çocuğu büyütmeyen büyük çocukların hem de tüm çocuklarımızın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyorum!

Sağlıcakla kalın…

www.humeyrakaya.net

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir