BİR YAPRAK UÇTU SAVRULARAK…

Şimdi bir rüzgâr geçti buradan, aldan turuncuya, turuncudan sarıya çalan tüm yaprakları katmış önüne sürüklerken, hazanın hüznü çöktü işte yine havaya, dedim. Dedim demesine ama başımı kaldırıp ufka baktığımda, matem tutan kara bulutların gözyaşlarıyla ıslandım.

Anıttepe’de mutedil esen rüzgâr, evladını sarıp sarmalayan bir babanın müşfik kollarında, imbikten süzülürcesine, meltem olup dalga dalga yayılıyordu o sırada vatan topraklarına.

Önce bulutları aralayan kuşlar selam durdu Anıttepe’ye, sonra börtü böcek ne varsa…

Askerler başkomutanlarına,

Öğretmen ve öğrenciler başöğretmenlerine,

Tüm millet Ata’sına, Türkiye Cumhuriyetinin ilk Reisicumhuruna, aydınlık geleceklerine, yarınlarına…

Yok dedim, bu öyle sıradan bir Kasım rüzgârına benzemiyor… Bulutlar bir başka bakıyor, rüzgâr bir başka esiyor bugün…

Siper ettim gövdemi Anıttepe’den esen rüzgâra, yürüdüm; Kocatepe’de, Dumlupınar’da, Anafartalar’da nasıl yürüdüğünü hayal ederek Ata’nın, arkamda yüzbinleri hissederek yürüdüm. Yekvücut kenetlenen bir milletin nefesi nefesimde, attığım her adımla büyüyen bir sevgi, saygı yumağı içinde yürüdüm.

Aslanlı yolun başında 23 Nisan çocukları karşıladı beni, sonra 19 Mayıs gençleri doğdu güneş gibi yüzüme, Zafer Bayramı sevinci yüreğinde, Kasım’ın hüznü gözlerinde Mehmetçik nöbet tutarken, bir de baktım ki damarlarındaki asil kandan aldığı güçle yürüyen koca bir millet yol olmuş; minnetini, saygısını sunmak için Ata’sına.

Neden sonra, birden ölüm sessizliği sardı her tarafı. Rüzgâr sustu, yağmur gözyaşlarını içine akıttı, börtü böcek nefesini tuttu o çığlık anında…

Akrep dokuzu, yelkovan beşi gösteriyordu…

Bir yaprak uçtu savrularak takvimin gövdesinden,

Tarih, Kasım’ın 10’unu gösteriyordu.

7’den 70’e buğulu bakan gözlerle, yürekler buruk olsa da başlar dik saygı dururken Ata’sına;

“Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.” diyordu hep bir ağızdan.

Bir millet, koca bir millet, dünyanın saygı duyduğu, önünde eğildiği bu adama: Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e, dilinde dua, yüreğinde minnet ve saygıyla yüreklerinden bir parçayı Anıttepe’de bırakarak yürüyordu…

Bir kez daha kasımın hüznünde Ata’mıza ve onun yanında tek yürek tek vücut çarpışan asil Türk evlatlarına; saygı, rahmet, dua ve minnetle…

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir