CENNET BAHÇELERİNDE GÜL DEREN EVLATLARIN ANNELERİNE…

 

Her fotoğrafın çığlığını işittiğim gözü yaşlı annelerimize…         

Bir damla umuttu o, rahme düştüğünde. Dokuz ay yeşerttin tüm umudunu, büyüttün günbegün, hayaller kurdun üzerine. Önce yedin, içtin, giyindin korudun onu bedeninde. Sonra yemedin yedirdin, içmedin içirdin, giymedin giydirdin… Bir güzel kız, bir yiğit delikanlı yetiştirdin kendinden önce vatana, millete yâr ettin. Dualar ettin, ailesine, vatanına, milletine hayırlı bir evlat olması için.

Ateşlendi, sabahlara kadar başını bekledin, karnı ağrıdı, ovaladın saatlerce, dinsin ağrısı, hissetmesin diye kırpmadın gözlerini gecelerce. Onun korkuları seni ürpertti, o üşüse sen titredin, kim bilir belki de aldığı nefesi dinledin sessizce…. Seneler duygularından hiçbir şey eksiltemediği gibi daha da artırdı evlat sevgini. Her geçen gün, daha sıkı kenetledi yavruna seni.

Gözüne bakmaya kıyamadığın, tırnağına taş dokunsa yüreğinin yağını erittiğin bebek kokusunu her daim hissettiğin güzeller güzeli kızını, aslan gibi delikanlını hâlâ minicik bir çocuk gibi gördün, gözünde hiç büyütemediğin canının cânanıydı o.

Böyle hissettiğin için suçlamasın kimse seni.

Sen, ayaklarının altına cennetin serildiği annesin.

Sen, o kutsal makamla ödüllendirilmiş mukaddes kişisin.

Senin yüreğin, bir başka çarpar sana bahşedilen bu ilahî makamın nuruyla.

Emeğine paha biçilmeyen, evladının bir gülüşüne kurban olansın sen.

Kıyamam gözünden düşen bir tek damlaya.

Senin günün filan yok annem! Hangi güne sığdırabiliriz senin uykusuz gecelerini? Hangi gün karşılar, azıcık eve geç kalan evladının başına bir şey mi geldi diye meraktan pır pır eden yüreğini? Hangi gün karşılar yirmi dört saat evladı için çarpan yüreğini?

Her ne kadar “Günü mü olur annelerin? Her günümüz feda onlara.” diye düşünsek de; bir ritüel mi gelenek mi yoksa kapitalist sistemin bir dayatması mı bilmem ama bugün “anneler günü”.

Evet, bir anneyim ve evet çok şükür annem de hayatta. Ellerinden öperim saygıyla. Lakin gelin görün ki utanıyorum anama sarılmaktan, evladımı bağrıma basmaktan! Bugün onlarca, yüzlerce ana, bağrı yanık evladının ateşiyle için için erirken ne evladıma ne anama sarılabiliyorum huzurla.

Ülkemin bir yanı yangın yeri, her gün şehit haberleri ile dağlanan anaların yüreklerinden kopan feryatları yakıp yıkarken ortalığı,  gazetelerde, sosyal paylaşım sitelerinde gördüğüm her asker, polis anasının “vatan sağ olsun” derken yüreğine taş basıp, küllerin altında her daim taze tuttuğu o kor ateş her gün olduğu gibi bugün de yakıyor yüreğimi!

Gözü yaşlı, evladını bekleyen ama vuslatın cennete kaldığını bilen anam, asıl sizin gününüz kutlu olsun! Bizler de sizin evladınız olalım, bizim evlatlarımız da sizin evladınız. Bilirim kanayan yaranıza merhem olmak güç ama siz başınızı dik tutun anam.  Evlatlarınız cennet bahçelerinde bugün gül deriyor sizin için…

 

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir