EN SON SAPIK

Cennete uğurladığımız yavru meleklere…

Sizi koruyamadık affedin bizi…

Bugün, en son sapığı size getirdiklerini varsayarak yazmaya başlamak istiyorum.

Varsayalım “Buyurun, işte bu sonuncusu, hepsini temizledik başka yok!” dediler ve eli kolu bağlı atıverdiler önünüze. Ne düşünürsünüz?

“Öldürelim, asalım, linç edelim…”

Hepimiz aynı şeyleri düşünüp yapmak isteriz şüphesiz. Peki, öldürdük diyelim, “Ohhh, bitti işimiz!” diyerek oturabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Ben hiç sanmıyorum. Keşke öyle olsa…

Neşteri kanayan yaraya vurmadığımız sürece bitmez bu iş. Peki neremiz kanıyor?

Eğitim yoksunu zihinlerimiz, ahlak fakiri, vicdan yoksunu yüreklerimiz.

Usta komedyen Cem Yılmaz’ın “Eğitim şart!” dediği ironik aynı zamanda trajikomik bulup güldüğümüz cümlesinin altında yatan derinliği, sığ bir gülümsemeyle atamayız bir kenara. Çünkü yaşadığımız tüm kötülüklerin temelinde yatan sinsi ve ciddi bir cehaletle karşı karşıyayız şu günlerde. Seri olarak üreyen bir karınca ordusu misali her yanı saran eğitimsiz, seviyesiz, düşünce yoksunu bir yığın ruhsuz insan, salınarak geziyor etrafımızda. Kalıbına bakınca adam sanacağınız, dokununca boş teneke sesi alacağınız ne idüğü belirsiz yaratıklar (Kusura bakmayın ‘insan’ demek istemiyorum bu mahluklara!).

Hep söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim aileden sonra verilen temel eğitim çok önemli; robot değil insan yetiştiriyoruz diye. Daha ilkokul sıralarında yarışa sokulan yavrularımız ikinci sınıfta test çözmeye başlıyor. Onu ezberle, şunu ezberle bunu hiç unutma…

Oysa önce sadece sevmekle başlamalıyız işe. İnsanı sevmeyi, doğayı sevmeyi, kuşları, böcekleri sevmeyi öğretmeliyiz çocuklarımıza. Merhameti, acıma duygusunu, yardımlaşmayı, adaleti, karıncayı bile incitmemeyi öğretmeliyiz daha ilkokul sıralarında onlara. Toplum kurallarını, adab-ı muaşereti anlatmalıyız; saygıyı, sevgiyi, hoşgörüyü işlemeliyiz yüreklerine. Okumayı, düşünmeyi, hayal kurmayı, hedef koymayı ve o hedefe alın teri dökerek ulaşmanın hazzını öğretmeliyiz yavrularımıza.

Sadece erkeklerimizi değil, kızlarımızı da çok iyi eğitmeliyiz. Eğitmeliyiz ki anne olduklarında ilk olarak bu duyguları onlar öğretsinler evlatlarına. Çünkü sağlıklı bir nesil yetiştirmenin temelinde mutlu ve sağlıklı aileler yatar.

Bu toplumda “Hadi oğlum, küfür et amcaya, bir de hareket çek!” deyip “Hahaha” gülen aileler, bütün gün sayıp söven karısını dövüp aşağılayan babalar, her tür ahlaksızlığı teşvik eden, yapılan hatalarda kendi çocuğunu haksız da olsa haklı gören destekleyen ebeveynler “O da giymeseymiş mini eteği, çıkmasaymış o saatte sokağa, kaşınmış zaten zilli!” diyerek oğlunun yaptığı sapkınlığı meşrulaştıran insanlar, cinayet işleyen çocuğuna yardım ve yataklık etmeyi doğru bulan aile görünümlü vicdansızlar var olduğu sürece bitmez bu sapıklıklar.

Emin olun, insanları eğitmediğiniz sürece ardı arkası kesilmez bu mahlûkların. O yüzden öldürmek çözüm değil diyorum. İdam istemek yerine bence önce eğitim sistemimizde köklü değişiklik istemeliyiz. İdam isteyeceğimize en ücra köşelerdeki çocuklarımızın da eşit şartlarda eğitim alabilmelerinin sağlanmasını istemeliyiz. İdam isteyeceğimize sevgi, saygı, hoşgörü dolu bireyler yetiştirmek için daha başka ne yapılabileceksek onları istemeliyiz.

Tecavüzcüsüyle evlendirilen çocukların, iyi halden serbest bırakılan sapıkların olmadığı bir adalet sistemini, dokuz yaşındaki bir kız çocuğuyla evlenmenin doğru olduğunu söylemeyen din adamlarını, çocuk anneleri, çocuk gelinleri sürmanşet yazan basını, erkeklerini daha ahlaklı yetiştirip kadınlarını kızlarını yaftalamayan namus kavramını yalnızca kadınlara vakfetmeyen bir toplumu istemeliyiz ki kurtulalım bu sapıklardan.

Yoksa ne idam ne hadım ne de başka bir şey bitirir bu mahlûkların sürüsünü.

 

 

 

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir