HOŞ GELDİN İBN-İ SİNA

 

İşte, böyle haberlerle dolu olmalı haber programları, gazeteler. Uğraşılarımız bu yönde olmalı. Dünya bizden böyle konular nedeniyle bahsetmeli.  Doktor Remzi Sağlam ve ekibine yürekten teşekkürler ve tebrikler.

İs pas içindeki iç karartıcı haberlerin arasında bir istiridyenin içindeki inci güzelliğiyle gururlanacağımız bir haber görebildik nihayet. Tarihte araladığımız sayfaların arasından çıkan “İbn-i Sina” ikinci kez, adıyla gururlandırdı bizi.

TÜRK bilim insanı, Doktor Remzi Sağlam ve ekibi tarafından icat edilen, böbrekteki taşları açık cerrahiye gerek kalmadan kuma dönüştüren milli robot İbn-i Sina (Avicenna), 12 bin uzmanın katılacağı Avrupa toplantısında görücüye çıkacakmış.

Hep söylediğim, istediğim şey gerçek oldu. Dünyaya, yaptığımız güzel işlerle adımızı duyurmayalı ne kadar zaman olmuştu bilemiyorum ama  “Dünyanın sonu” senaryoları gibi, siyasi ve sosyal hayatımızdaki krizi yakından izlemekte olan insanlara armağan olsun bu değerli buluşun ışıltıları.

Robotu kullanmak için “ABD’den Norveç’e, İngiltere’den Romanya ve İran’a kadar çok sayıda bilim insanının, Türk robotu ile yapılacak ameliyata girmek için beklediğini okurken duyduğum mutluluğu bilmem siz de hisseder misiniz ama sanırım hep aynı haber trafiğinden sizler de sıkılmışsınızdır artık.

Bilimle, fenle, kültür ve sanatla anılmalı artık adımız. Gıpta edilerek bakılan, dudak uçuklatan, parmak ısırtan; dostu, düşmanı yaptığımız işlerle dize getiren bir ülke olmalıyız. Cumhuriyetin 10. Yıl Nutkunda “Az zamanda çok ve büyük işler başardık!” diyen Ata’nın torunlarıyız biz. Kurtuluş Mücadelesiyle düşmanları dize getirip, kurduğu cumhuriyetle kat ettiği yolla önünde şapka çıkarttırıp, adından saygıyla, övgüyle bahsettirmiş, Türk adıyla dünyayı titretmiş bir milletiz biz.

Bu düsturla yolumuza devam etmeliydik, etmeliyiz… İlk on yılda kazandığımız ivme hiç tükenmeden artarak devam etseydi, şu an içinde bulunabileceğimiz durumu tahayyül bile edemiyorum.

Zararın neresinden dönersek kardır ama. Bunu hala başarabiliriz. Üzerimize atılan şu ölü toprağından bir kurtulsak, bir silkelensek şu uyuşukluk halinden, bir gözlerimizi açıp etrafımıza baksak alıcı gözle!…

Biz, gücünü damarlarındaki asil kandan alan Türk Milletiyiz. Haydi, bu bir başlangıç olsun ve adımızı yeniden yazdıralım dağa, taşa, gökyüzüne, evrene… İyilikle, güzellikle, başarıyla, sevgi ve hoşgörüyle…

Nice İbn-i Sina’lar doldursun gündemimizi… Kültürüyle, sanatıyla, bilim ve teknolojisiyle çağdaş, modern ve demokratik tavrıyla konuşulan bir millet ve ülke olalım yeniden…

Hoş geldin İbn-i Sina!…

Farabi, Koca Sinan, Piri Reis, Barbaros, Evliya Çelebi… Nerede kaldınız?…Yollarınızı gözlüyoruz fazla bekletmeyin bizi !…

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir