Siyaset, ekonomi, magazin vs. derken çevremizde olup biten çok daha ciddi sorunlardan habersiz; görüntünün değil içeriğin önemli olduğunu öğrenemediğimiz bir hayatı yaşamayı sürdürüyoruz.
Her zaman olduğu gibi yaldızlı görüntüsünün ardında ciddi sıkıntıları da beraberinde taşıyan birçok çalışmanın hararetle sürdürüldüğü güzel ülkemizde; kamaşan gözlerimizin göremediği sorunlar, belki bugün bizleri etkilemese de yarın çocuklarımıza ve torunlarımıza zorlu anlar yaşatacak. Bugün yalnızca İstanbul’da olan bu çalışmaları değerlendirirken,ülkemizin dört bir yanında sürdürülen bu türdeki projeleri birer dünya vatandaşı gözüyle değerlendirmek, takip etmek, bir şeyler yapmak insanlık namına çok önemlidir.
Kanal İstanbul Projesi’ni bilmeyen yoktur sanırım. Olumlu-olumsuz herkesin fikir beyan ettiği projenin finansal, siyasi, ekonomik boyutuyla şahsen hiç ilgilenmiyorum. Beni ilgilendiren ve kanaatimce insanlığı ilgilendirmesi gereken, projenin doğaya -ekolojik sisteme olan etkileri. Yapılan araştırmalar ve uzman görüşlerini okudukça endişelerimin ne kadar yerinde olduğuna daha çok kanaat getirdim.
Zira edindiğim bilgilere göre; “Greenpeace” çevreci örgütü, projenin İstanbul’un su kaynaklarını bitireceğine, deniz kimyasını bozarak canlıların yok olmasına yol açacağına ve tarım-orman arazilerini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekmiş. Örgütün Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özemsi bu projenin gerçekleşmesi durumunda deniz canlılarının, su havzalarının, verimli tarım alanlarının ve ormanların ciddi şekilde olumsuz etkileneceğini belirtmiş. Mimarlar Odası’nın İstanbul Şubesi’nden Mücella Yapıcı, projenin İstanbul’un doğal yaşam kaynaklarını tehlikeye atacağını ve İstanbul Boğazı’ndaki petrol tankerlerinin yarattığı tehlikenin Kanal İstanbul’da da mevcut olacağını söylemiş. Karadeniz Teknik Üniversitesi Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Kadir Seyhan ise İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiğinin balık göçlerini olumsuz etkilediğini ve Kanal İstanbul’un balık göçlerini kolaylaştıracağını dile getirmiş. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Şehir Plancıları Odası, İstanbul’un deprem ve ulaşım gibi en önemli sorunlarını çözmesini beklediği bu projenin, bunların aksine başka sıkıntılara da yol açacak bir proje olacağını savunmuştur. Bunlar ciddi risklerdir. Endişe vericidir. Kulak arkası edilmemelidir.
Diğer proje, gerçekte ulaşım noktasında büyük bir rahatlama sağlayacağı gerçeğinin yanı sıra açacağı sorunlarla yaşamımızı önemli boyutta tehlike altına atan, ilerde beklenen en büyük sıkıntılardan biri olacak su probleminin belki de temelini oluşturacak mahiyette bir çalışma. İstanbul’a yapılacak 3. Havaalanı… Ebetteki ihtiyaca binaen düşünülmesi çok güzel bir proje. Lakin yeri konusunda korkunç endişelerimiz olmalı.
Proje ile ilgili açıklanan ÇED Raporu’na göre; projenin çoğunluğunun mevcut ormanın üzerinde inşa edilecek olması nedeniyle bu bölgedeki ekolojik sisteme zarar verileceği endişesi gündeme getirilmiş ve inşaat bölgesinde kurutulacak göl alanlarının sulak alan olma özelliklerini yitirecek olmaları da tehlikenin önemli olduğunu gözler önüne sermiştir.
Mimarlar Odası’ndan Uzman Mimar Mücella Yapıcı, “Kuzey ormanlarını yok edip su kaynaklarını kirletecek bu proje, ekolojik bir felaket olur. Bu olaya dünya iklim örgütlerinin el atması gerekir. Sadece havalimanı tartışılıyor ancak orada dünyanın en eski ormanları katledilmeye hazırlanıyor. Bu havalimanı nereye yapılmaz diye sorsanız işte buraya yapılmaz denir” diyerek ciddi bir konuya parmak basmış.
Orman alanının dışında İstanbul’un temiz kalan tek su kaynağı Terkos’un civarında bu projenin yapılmasını “en vahşi durum” olarak tanımlayan Yapıcı, “Düşünsenize oraya havaalanı yapıldığında nasıl bir ekolojik bozukluk ortaya çıkar? Uçakların yakıtları, egzozları çevre açısından son derece kirletici. Kuzey ormanlarını yok edip su kaynaklarını kirletecek. Bu proje ekolojik bir felaket yaratır” diye belirtmiş. Bence bu sese kulak vererek konun yeniden değerlendirilmesi gerekir. Hem de acilen.
Lütfen geleceğimiz, çocuklarımız ve yaşlı dünyamız için biraz daha, biraz daha duyarlı olalım!… Gözümüzün önündeki yaldızlı işleri, yalnızca bize sunulan yönünden değil, madalyonun diğer yüzünden de görebilmeyi başaralım lütfen.