TARİHİ TEKERRÜR…

İslamiyet’in kabulünden itibaren, Müslümanlığın içinde barındırdığı iyilik, güzellik, adalet ve hoşgörü anlayışı; toplumsal hayat, yabancı toplumlarla olan ilişkiler, siyaset ve adalet konusunda örnek yöneticilerle, yönetim anlayışlarıyla Türk ve dünya tarihinde en güzel ifadelerle hak ettikleri yerlere yerleşmiş nice İmparatorluklar kurmuş bir milletiz.

Türk-İslam felsefesinin temelini oluşturan iki sihirli kelime “adalet” ve “hoşgörü” sayesinde Türkler, tarih boyunca, birlikte yaşadıkları farklı dinlerden topluluklara, farklı etnik gruplara adaletle hükmetmiş, dinlerini değiştirmek için herhangi bir zorlamada bulunmamış, onlarla kendi idarelerinde her zaman barış içinde yaşamayı hedeflemiştir.

Bu nedenle Türkler; adaletli, hoşgörülü ve dürüst yönetimleriyle tarihe geçmiş ender topluluklardan biri olmuştur. Bu gerçeği ben söylemiyorum… Bu durumu, Batılı pek çok tarihçi bizzat kendi eserlerinde dile getirmiş. Aynı şekilde sözünü ettiğim konudaki tüm bu gerçekler, geçmişte Türklerin yönetiminde asırlarca yaşamış halklara mensup araştırmacılar tarafından da içtenlikle ifade edilmiştir .

İngiliz araştırmacı Sir Thomas Arnold, ‘The Preaching of Islam’ adlı kitabında Selçukluların adaletli ve hoşgörülü tutumlarından dolayı, Hıristiyanların nasıl onların idaresi altına girmek istediklerinden bahsederken:

“İslam idaresi altında dini hayatın emniyette olduğu hakkındaki bu hisler, yine o devirlerde Küçük Asya (Anadolu) Hıristiyanlarının, Selçuk Türklerini bir kurtarıcı sıfatı ile karşılamalarına vesile olmuştu… Hatta VIII. Mihail (1261-1282) devrinde, Küçük Asya içerisindeki ufak kasabaların halkı, Bizans İmparatorluğu’nun istibdadından kurtulmak ümidi ile Türkleri kasabalarının işgali için davet etmişlerdi. Hatta bu halk arasında zengin veya fakir birçok kimseler, o zamanki Türk Milli sınırları içerisinde göç etmeyi bile göze almışlardır.”

Bu büyük Türk İmparatorluğu’nun en parlak devrinde yönetimde olan Melikşah, Kuran’ın hükümlerini uygulama konusunda oldukça hassas davranmıştır. Ele geçirdiği topraklardaki halka karşı büyük bir hoşgörü ve merhametle yaklaşmış, bunun neticesinde de fethettiği ülkelerin halkları tarafından büyük bir sevgi ve saygıyla anılmıştır.

Ermeni tarihçisi Urfalı Mathiu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nu şu şekilde anlatır: “Melikşah’ın saltanatı Allah’ın lütfuna mazhar oldu. Hâkimiyeti uzak ülkelere kadar yayıldı ve Ermenilere huzur verdi. Kalbi Hıristiyanlara karşı şefkatle dolu idi. Geçtiği ülkelerin halklarına karşı bir baba gibi davrandı. Birçok şehir ve vilayetler kendi arzuları ile onun idaresine girdi; bütün Rum ve Ermeni beldeleri onun kanunlarını tanıdı.”

Müslümanların gösterdiği hoşgörülü, şefkatli ve adil tutumun nasıl güzel sonuçlara vesile olduğunu 2. Haçlı Seferi sırasında yaşananları anlatan Odo de Diogilo da şu ifadelerle dile getirmiştir:

“Kendilerine karşı zalimce davranan dindaşlarından sakınarak, imansız telakki olunan, fakat haklarında gayet yumuşak ve şefkatle muamele edenlerin arasına emniyetle girdiler. Ve işittiğimize göre, Türkler çekilirken 3 bin kadarı da onlara katılmıştır… Gerçekte Müslümanlar, ifa ettikleri hizmetle yetinerek, bunlardan hiçbirisini dinlerini terk etmeye zorlamamışlardı.”

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi, ilk başlarda gayrimüslim halk arasında büyük bir korkuya neden olmuştur. Baskılara ve saldırılara maruz kalacaklarını düşünen bu kişilerin büyük bir bölümü ya firar etmiş ya da Ayasofya’da toplanmıştır. Ancak Fatih Sultan Mehmet onlara hoşgörü ve adaletle yaklaşmış, her türlü korkudan uzak olarak evlerine dönmelerini ve işleriyle rahat bir şekilde uğraşmalarını istemiştir. Onlara dinleri konusunda hiçbir baskı yapmamış, aksine birçok din mensubunu büyük bir hoşgörüyle karşılayarak, dinlerini rahatça yaşayabilecekleri bir ortam hazırlamıştır.

Böyle şanlı bir geçmişin devamında aynı hassasiyete sahip tarihi bir tekerrürün beklentisi içinde; Türkiye Cumhuriyet’inin birleştirici çatısı altında adalet ve hoşgörünün hüküm sürdüğü bir ülkede yaşayabilmek temennisiyle…

Bir yorum

  1. ünal poyraz

    Güzel ve anlamlı bir konuya dokunmuşsun kalemine sağlık.Sevgi ve selamlarım size.

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir