YA BAĞIMSIZLIK YA ÖLÜM!

“Türk’ün onuru ve gururu ve yeteneği çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir ulus tutsak yaşamaktansa yok olsun, daha iyi. Bu nedenle ya bağımsızlık, ya ölüm!”

                                                                             Mustafa Kemal Atatürk – Nutuk

Zaman her şeyin ilacıdır denir ya değil aslında; acıları da sevinçleri de büyütürüz içimizde. Kimi zaman saçımızdaki aklara siner, kimi zaman yüzümüzde oluşan yeni bir çizgiye bu duygular ama kalbimizde ve ruhumuzda bıraktığı izleri göremese de gözler, en derini orada saklıdır aslında…

İçimizde büyüttüğümüz tüm duygular gibi bağımsızlığı, onuru, gururu Türklük bilincini ve 19 Mayıs 1919’da, bundan tam 102 yıl önce, kurtuluş mücadelesini başlatan Ata’mızı ve onunla tek yürek olan Türk ulusunu da yeşertiyor, büyütüyoruz içimizde…

Büyütüyoruz ki; bugünlere nasıl geldiğimizi unutmayalım…

Büyütüyoruz ki; varlığımızı, birliğimizi borçlu olduğumuz insanlar, yattıkları yerde huzur bulsunlar…

Büyütüyoruz ki; çocuklarımız, gençlerimiz de bu bilincin yüceliğine vakıf olsunlar, yürekten yüreğe en son ocak kalana kadar güzel ülkemizde hiç bitmesin hep şahlansın Türk Bayrağımız şanla, şerefle göklerimizde…

Türk İstiklâl Savaşına başlangıç teşkil eden bu anlamlı gün, Mustafa Kemal Paşa’nın Mütareke Döneminde gösterdiği şuurlu faaliyetleri sonucu anlam kazanmıştır. O, herkesin her şeyden ümidini kestiği bir dönemde kendisine, devletine ve Türk milletine olan güvenini yitirmemiştir. Kurtuluşu, başka bir devletin himaye ve desteğinde değil, kendi gücümüzde görmüştür. Onun Mütareke Döneminde İstanbul’da gösterdiği faaliyetlerin temelinde bu inanç ve karar vardır. İşte bu inanç ve karar 19 Mayıs Ruhu’nun zuhur etmesini sağlamıştır.

İşte bu nedenle 19 Mayıs demek; azmin, kararlılığın, güvenin, inancın, Türk milletinin kutsanmış birlik ve beraberliğinin zaferle noktalanacak sonunun başlangıcı demektir.

Bu nedenle ölümü, esir yaşamaya tercih eden, “Ben gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletine canımı vereceğim.” diyecek kadar vatan âşığı, millet âşığı bir önderin ve onunla aynı duyguları paylaşarak korkusuzca ölüme, bağımsızlık uğruna yürüyen bir milletin torunları olduğumuzu unutmamak ve unutturmamak için; bugünleri her daim yürekten, anlayarak, hissederek kutlamak gerektiğini hiçbir zaman hafızalarımızdan silmemeli ve sildirmemeliyiz!

Çocukluğumuzda, gençliğimizde bando kıyafetlerimizi giyip bir asker edasıyla onurla attığımız her adımla içimizin titrediği o milli bayramlarımızı hatırlıyorum da…

İstiyorum ki bugün de gençlerimiz aynı şekilde çarpan yürekle, aynı şevk ile dolsun taşsınlar… Kendilerine emanet edilen bu kutsal toprakların üstünde bayramlarını kutlarken yüreklerinin en derininde o ruhu hissetsinler, içleri titresin… Çünkü onların yaşında genç insanlarımızın da çarpıştığı cephelerde kazanılan zaferlerin sonucunda bugün bu topraklarda yaşıyoruz. Kıymetini bilsinler…

Geleceğimizin emanetçileri sevgili gençler,

“ Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir…” diyen Ata’nın izinden yürüyerek, o milli ve manevi, inançla dolu ruhu hiç kaybetmemeniz dileğiyle; bize bu kutsal toprakları emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyorum.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı bu milli ruhla yürekten kutluyorum…

 

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir